5 ülke peşinde, KAAN içinde müjdeyi verdi! İşte F-22’den üstün olan özelliklerinden biri..
TUSAŞ Genel Müdürü Demiroğlu, KAAN’ın teslimat tarihi, Blok-10 üretim süreci, projenin muhtemel ortakları ve millî uçağın Amerikan F-22’den üstünlükleri hakkında çarpıcı ifadeler kullandı.
Demiroğlu, en az 100 adedi Türk Hava Kuvvetleri’ne olmak üzere ilk etapta 250-300 adet KAAN üretmeyi tasarladıklarını açıkladı.
İşte Mehmet Demiroğlu’nun ifadelerinden önemli satır başları;
BİZ BU MOTORU MUTLAKA YAPACAĞIZ
KAAN ve HÜRJET’te Amerikan menşeili motorlu kullanıyoruz. Ülkeler arasındaki ilişkiler şüphesiz bizi de etkiliyor.
F-16 alımı sürecindeki gelişmeler bizi olumlu yönde etkileyecektir diye umut ediyoruz. Ama gerek olası ambargolara karşı gerekse de bizim kendi ürünlerimizi geliştirmenin bir gereği olarak motor konusunda TRMotor ve TEI şirketlerimizde ilgili çalışmaları yapıyoruz.
Şu anda KAAN motoru, TEI ve TRMotor ortaklığıyla epeyce merhale kat etmiş vaziyette devam ediyor. Hedefimiz 2030’ların başında 5. ve 6. nesil uçağı destekleyecek bir motorla KAAN’ı üretmeye devam etmektir.
Ambargolar konusunda çok fazla yorum yapmaya gerek yok, inşallah öyle bir şey olmaz. Olursa da biz yine kendi tedbirlerimizi alarak kendi ürünlerimizi yapmaya devam edeceğiz.
Biz bu motoru yaparız. Bunu yapmak kolay demiyorum. Ama TRMotor ve TEI’deki arkadaşlardan kime sorsanız ‘bunu yaparız’ diyeceklerdir, ki ben de öyle diyorum, yapacağız. Biz dünyada 5. nesil savaş uçağı üreten 4 ülkeden biriyiz.
ASIL KAAN UÇUŞLARI 2025 YILINDA
KAAN’da Blok-10 dediğimiz ilk teslimatı içeren model 2025’te ortaya çıkacak. Bu uzun bir yolculuk. İlk versiyona koyacağınız alt sistemlerin niteliğine göre testiniz ve uçuş zarflarınız değişecektir. Bu belki 2030’ların sonuna kadar devam edecek bir geliştirme yolculuğu.
‘Blok’ yaklaşımıyla yol alıyoruz. Şunu yapmak istemiyoruz; bütün her şeyiyle bitirelim KAAN’ı ve öyle teslim edelim. Hayır.
Şu anda Hava Kuvvetlerimizin kullanabileceği, envanterdeki uçaklardan daha iyi olmak şartıyla, getirdiğimiz ilk aşamada teslimatı yapacağız. Biz buna KAAN Blok-10 diyoruz.
KAAN’ın ilk deneme uçuşları devam ediyor. Esas test uçuşu 2025’te başlayacak. Bu uçuşlar 2028’e kadar, hatta sonrasında da devam edecektir.
İlk uçuştan sonra 5 yıl içerisinde teslimat aşamasına getirebilmek gerçekten zorlayıcı bir süreç. 2028’de 20 KAAN teslimatı hedefliyoruz. Aksaklıklar çıkıyor mu, çıkacak, hepsini çözeceğiz.
2028 hedefimiz sürüyor. Şu an itibariyle ‘geciktik’ diyebileceğimiz bir aksaklığımız yok. Ama ‘olmaz’ da diyemeyiz. İnşallah 2028 yılının sonuna doğru KAAN teslimatını görürüz.
İLK ETAPTA 150 UÇAK İHRAÇ EDİLİR
Blok-10 ve sonrasındaki KAAN modeli arasındaki farklar gizli bilgi kapsamına giriyor, açıklayamam.
Ama şunu söyleyebilirim. İlk teslimattaki uçaklar envanterde bulunan uçaklardan çok daha iyi olacak: Görünmezlik, hız, radar bakımından. AESA radarlı olacak, 100 kilometrenin üzerinde görüş sağlıyor.
Bu arada, geliştirdiğimiz teknolojileri, envanterimizdeki uçaklara da uyguluyoruz. F-16’lara AESA radarı takıyoruz ama KAAN’ınki elbette çok daha büyük ve çok daha uzun mesafeli olacak.
ROKETSAN, SAGE ve diğer firmaların geliştirmiş olduğu mühimmatları isterlere ve önem sırasına göre KAAN’a entegre ediyor olacağız. Her bir blokta KAAN’ın kabiliyetleri artacak. Bu şekilde üretime devam edeceğiz.
İlk etapta Türk Hava Kuvvetleri için 100 adedin üzerinde KAAN üretimi yapmayı planlıyoruz. En az bu kadar bir sayıyı da dost ve müttefik ülkeler için üretmeyi hedefliyoruz.
Şu anda KAAN’la ciddi olarak ilgilenen ülkeler var. Onlarla beraber çalışarak onların da ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde, onlar için 150 adet KAAN şeklinde sayı versem herhalde hata yapmış olmam.
İlerleyen yıllarda öncelikle kendi Hava Kuvvetlerimizin ihtiyaçlarını karşılamak şartıyla toplamda 250-300 arasında bir üretim planlıyoruz diyebilirim.
KAAN’IN ORTAKLARI YAKINDA RESMİYET KAZANIR
KAAN’a 4-5 ülkeden ciddi bir ilgi var. Bu ilgi ilk uçuştan sonra daha da görünür hale geldi. Suudi Arabistan Savunma Bakanı Halid bin Selman’ın TUSAŞ’a gelmesi, projelerimizle ve özellikle KAAN’la ciddi olarak detaylı ilgilenmesi bunun bir göstergesi.
KAAN’la bu şekilde ilgilenen başka ülkelerimiz de var. Ama projeye hangi seviyede ve ne zaman katılacaklar konusu biraz daha çalışma gerektiriyor.
Biz şuna eminiz ki KAAN bizim coğrafyamızın projesi haline geldi, geliyor. Çok uzak olmayan bir zaman içerisinde, belki bu yıl, belki de gelecek yıl KAAN projesine resmî katılımları göreceğimizi düşünüyorum.
KAAN ile Amerikan F-22 sık sık karşılaştırılıyor. 30 yıllık bir geçmişi bulunan F-22 yapıldığı dönemin en iyi teknolojilerini barındırıyordu. Fakat 30 yılda dünya çok değişti. Elektronik alt sistemler, elektronik harp sistemleri çok gelişti ve radarlar da çok gelişti.
Birebir karşılaştırma yapmak çok zor, çünkü ABD F-22’yi satmıyor hiçbir yere… Hiçbir bilgi yok. Ama bizim KAAN’ımız en az o kadar olacak. Hatta bazı özellikleri daha da iyi olacak. Bu özelliklerin de hangileri olduğu önümüzdeki dönemde kamuoyuyla paylaşılır. Bunlardan bir tanesi radarlar diyebilirim. Göreceğiz.
‘6. NESİL’DE İLK SIRADA BİZ OLACAĞIZ
6. nesil konsepte KAAN’la devam edeceğiz. Çünkü KAAN buna uygun olarak tasarlandı.
6. nesil uçağın en önemli özelliği nedir diye sorsak, insanlı ve insansız sistemlerin birbiriyle konuştuğu, insansız sistemlerin KAAN tarafından komuta edildiği, data ve sensör füzyonu dediğimiz teknolojilerin kullanıldığı, network üzerinde çalışan, birbirleriyle yapay zeka tabanlı iletişim kuran, karar verebilen, insana mümkün olduğu kadar az ihtiyaç duyan ama gerektiği yerde komuta-kontrolü bırakan bir sistem olarak ortaya çıkıyor.
Şu anda 6. nesil tam da tanımlanmış değil esasında. Bu konu Halid bin Selman’ın ziyareti sırasında da gündeme geldi.
Başpilotumuz Barbaros Demirbaş “Biz bu konuda lideriz” diye bir cümle sarf etti. Prens de bunun nasıl olabildiğini sorunca, şunu dedi: Bizim şu anda ANKA-3’ümüz var, KIZILELMA’mız var, KAAN’ımız var, Süper Şimşek’imiz var, 6. nesil asset’lerimiz var. Bunlar öyle her ülkede yok.
Biz 6. nesli şu anda simülasyon üzerinde çalışmaya başladık bile. Dolayısıyla bir bu konuda da liderliğe oynadığımıza inanıyoruz.
Önce başladık, hızlı çalışacağız ve 6. nesil konusunda dünyada ilk 3’ten biri kesinlikle biz olacağız ama belki de birinci sırada olacağız. Onu da göreceğiz hep beraber.