Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Para Politikası Kurulu (Kurul), politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 50’de sabit tutulmasına karar verdi. Piyasa beklentilerine paralel gelen kararın açıklandığı PPK metninde Merkez Bankası, daha önce atılan sıkılaştırma adımlarının gecikmeli etkilerine işaret etti ve likidite fazlasının çekilmesine ilişkin olarak da “Sterilizasyon araçları, gerektiğinde çeşitlendirilerek etkin şekilde kullanılacaktır” mesajını verdi.
Mart ayında yapılan PPK toplantısında politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 50’ye çıkartan Merkez Bankası son 3 ayda faizi sabit tutmuş oldu.
Merkez Bankası’nın PPK metninde aylık enflasyonun ana eğilimindeki zayıflamanın mayıs ayında geçici bir kesintiye uğradığı belirtilerek, yakın döneme ilişkin göstergelerin yurt içi talebin, halen enflasyonist düzeyde olmakla birlikte yavaşladığını teyit ettiği aktarıldı.
Duyuruda, hizmet enflasyonundaki yüksek seyir ve katılık, enflasyon beklentileri, jeopolitik riskler ve gıda fiyatlarının enflasyonist baskıları canlı tuttuğu kaydedilerek, “Kurul, enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışlarının öngörüler ile uyumunu yakından takip etmektedir” ifadelerine yer verildi. Parasal sıkılaştırmanın krediler ve iç talep üzerindeki etkilerinin yakından izlendiği vurgulanan duyuruda, Kurul’un parasal sıkılaştırmanın gecikmeli etkilerini de göz önünde bulundurarak politika faizinin sabit tutulmasına karar vermekle birlikte, enflasyon üzerindeki yukarı yönlü risklere karşı ihtiyatlı duruşunu yinelediği bildirildi.
Para politikasında kararlı duruş korunacak
Duyuruda, aylık enflasyonun ana eğiliminde belirgin ve kalıcı bir düşüş sağlanana ve enflasyon beklentileri öngörülen tahmin aralığına yakınsayana kadar sıkı para politikası duruşunun sürdürüleceği belirtilerek, şunlar kaydedildi: “Enflasyonda belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda ise para politikası duruşu sıkılaştırılacaktır. Para politikasındaki kararlı duruş; yurt içi talepte dengelenme, Türk lirasında reel değerlenme ve enflasyon beklentilerinde düzelme vasıtası ile aylık enflasyonun ana eğilimini düşürecek ve dezenflasyon yılın ikinci yarısında tesis edilecektir.”
Kredi ve mevduat piyasalarında öngörülenin dışında gelişmeler olması durumunda parasal aktarım mekanizmasının ilave makroihtiyati adımlarla destekleneceği ifade edilen duyuruda, likidite gelişmelerinin yakından izlendiği aktarıldı.
Sterilizasyon araçları etkin kullanılacak
Duyuruda, “Sterilizasyon araçları, gerektiğinde çeşitlendirilerek etkin şekilde kullanılacaktır. Kurul, politika kararlarını parasal sıkılaştırmanın gecikmeli etkilerini de dikkate alarak, enflasyonun ana eğilimini geriletecek ve enflasyonu orta vadede yüzde 5 hedefine ulaştıracak parasal ve finansal koşulları sağlayacak şekilde belirleyecektir” değerlendirmesine yer verildi.
Enflasyon ve enflasyonun ana eğilimine ilişkin göstergelerin yakından takip edileceği ve Kurul’un, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanacağı vurgulanan duyuruda, “Kurul, kararlarını öngörülebilir, veri odaklı ve şeffaf bir çerçevede alacaktır.”denildi.
Temmuz ve ağustos PPK tarihleri değişti
Merkez Bankası’nın temmuz ve ağustos ayında yapacağı PPK toplantıları Başkan Fatih Karahan’ın uluslararası toplantılara katılımı nedeniyle değişti. TCMB’den yapılan duyuruda gelecek iki PPK toplantısının tarihlerinin değiştiği belirtilerek şu ifadelere yer verildi: “25 Temmuz ve 22 Ağustos olarak ilan edilen PPK toplantılarının tarihleri, Başkan Dr. Fatih Karahan’ın ilgili tarihlerde G20 Maliye Bakanları-Merkez Bankası Başkanları Toplantısı ve Jackson Hole Ekonomi Politikası Sempozyumu’na katılacak olması nedeniyle, sırasıyla 23 Temmuz ve 20 Ağustos olarak değiştirilmiştir.”
TCMB rezervinde rekor
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) toplam rezervleri, 21 Haziran haftasında, bir önceki haftaya göre 1 milyar 321 milyon dolar artarak 147 milyar 622 milyon dolarla tüm zamanların en yüksek seviyesine çıktı. TCMB, haftalık para ve banka istatistiklerine göre, 21 Haziran itibarıyla Merkez Bankası brüt döviz rezervleri 62 milyon dolar artışla 88 milyar 495 milyon dolara yükseldi.
Brüt döviz rezervleri, 14 Haziran’da 88 milyar 433 milyon dolar seviyesinde bulunuyordu. Bu dönemde altın rezervleri de 1 milyar 259 milyon dolar yükselişle 57 milyar 868 milyon dolardan, 59 milyar 127 milyon dolara yükseldi. Böylece Merkez Bankasının toplam rezervleri, 21 Haziran haftasında bir önceki haftaya kıyasla 1 milyar 321 milyon dolar artarak 146 milyar 301 milyon dolardan, 147 milyar 622 milyon dolara çıktı.
İnfo Yatırım Genel Müdürü Tarkan Akgül: Borsada toparlanma sürecine giriyoruz
Karar metninde ekstrem bir değişiklik olmadı. “Sterilizasyon araçları gerektiğinde çeşitlendirilerek etkin şekilde kullanılacaktır” ifadesi kullanıldı. Aylık enflasyonun ana eğilimindeki zayıflamanın mayısta geçici kesintiye uğradığı belirtildi.
Kurul, enflasyondaki yukarı yönlü risklere karşı ihtiyatlı duruşunu yineledi. Buradan enflasyon tam anlamıyla kontrol altına alınana kadar sıkı para politikalarının devam edeceğini anlıyoruz. Enflasyon ve ana eğilime ilişkin göstergelerin yakından takip edildiği de ifade edildi. Enflasyonda belirgin bir bozulma olursa para politikalarının duruşu sıkılaştırılacak, bunun arkasında kararlı bir şekilde durulacağını buradan net bir şekilde anlıyoruz.
Ayrıca dezenflasyonun yılın ikinci yarısında test edileceği belirtildi ama görünen o ki sadeleştirme araçları yani sterilizasyon araçlarının gerektiğinde çeşitlendirilerek piyasaya sürüleceği altı çizilerek vurgulandı. Piyasa için herhangi bir sıkıntı yaratacak bir durum şu an için yok, zaten piyasa beklentisi dahilinde alınan bir karar. Borsa tarafında toparlanma süreci destek bulduğu yerler anlamıyla buralardan toparlanma sürecine gireceğini düşünmekteyiz.
İntegral Yatırım Araştırma Müdürü Seda Yalçınkaya Özer: Piyasa beklentileriyle uyumlu bir metin gördük
Merkez Bankasının karar metnindeki ilk paragrafında her zaman olduğu gibi aylık enflasyon seyrinden bahsetti. TCMB Mayıs ayı enflasyonu Nisan ayı enflasyonu ile kıyasladığında zayıflama etkilerinin kesintiye uğradığını ifade etti. Doğalgaz fiyatlarındaki baz etkisi Mayıs ayı enflasyonunu yukarı iten etkenlerden bir tanesi oldu. Mayıs ayındaki enflasyon verisi etkilerini geçici olarak tanımladı. İç tüketimdeki yumuşamanın kendini hissettirdiği ancak yeterli olmadığı belirtilmiş. Yurt içi talep enflasyonist düzeyde ifadesi korundu. En önemli vurgulardan bir tanesi ise sıkı para politikasının devamlılığı konusundaki paragrafı korumuş.
Bu ay parasal aktarım mekanizması fonksiyonlarında bir değişim yapılmadı. Ancak parasal aktarım mekanizmasında gerekli olması halinde tedbir alınacağı ifade edildi. Merkez Bankası geçtiğimiz aylarda da olduğu gibi piyasa gerçekleşmeleriyle uyumlu bir karar metni sundu. Piyasayla uyumlu, açık ve net. Karar sonrası piyasa reaksiyonu nereyse sabit kaldı. Bankacılık endeksi %1,3 artıda olmaya devam ediyor. Borsa endeksi bugün düne kıyasla daha pozitif. Piyasa kararı sakin karşıladı diyebiliriz.
Ata Yatırım Hazine Genel Müdür Yardımcısı Etem Öztekin: Merkez enflasyonun düşüş hızına ikna olmamış
TCMB’nin bugünkü toplantısında -genel beklentiye paralel- biz de bir faiz değişimi beklemiyorduk. Nitekim karar da bu yönde açıklandı. Bugün faiz kararından daha önemli olan, enflasyon ve faiz politikası ile ilgili verilecek sinyallerdi.
Son dönemde Şimşek’in ‘enflasyon düşüşü’ ile ilgili pozitif açıklamalarından sonra bugün Merkez Bankası acaba enflasyonla ilgili bir nebze daha iyimser sinyal verir mi beklentisi oluşmuştu. Ancak enflasyonda yukarı yönlü risklere karşı ihtiyatlı duruşun yinelenmesi ve faiz politikasıyla ilgili şahin duruşun devam etmesi, bizden daha geniş bir veri setine hakim olan Merkez Bankası’nın önümüzdeki aylarda açıklanacak olan enflasyon düşüş hızı konusunda henüz ikna olmadığını anlıyoruz.
3 Temmuz’da açıklanacak Haziran ayı enflasyonunu gördüğümüzde biraz daha fikir sahibi olacağız. Bugünkü metinden sonra genel beklenti olan aylık %2 seviyesinin altında bir enflasyon geleceğine dair iyimserliğin önemli ölçüde törpülendiğini düşünüyorum. Özetle, enflasyonla mücadelemiz piyasanın beklediğinden biraz daha uzun sürecek gibi görünüyor.
Yabancı 13 haftadır tahvil alıyor
Yurt dışında yerleşik kişiler, 21 Haziran haftasında 34,5 milyon dolarlık Devlet İç Borçlanma Senedi (DİBS) alırken, tarihte ilk kez 13 hafta üst üste alım tarafında yer aldı. TCMB verilerine göre, yurt dışında yerleşik kişiler, 21 Haziran haftasında net 34,5 milyon dolarlık DİBS ve 7,1 milyon dolarlık Genel Yönetim Dışındaki Sektör (ÖST) varlığı alırken, 158,3 milyon dolarlık hisse senedi sattı. Böylece yurt dışında yerleşikler tarihte ilk kez 13 hafta üst üste DİBS’te alım tarafında yer aldı.
21 Haziran haftasında yurt dışında yerleşik kişilerin DİBS stoku 11 milyar 235,7 milyon dolardan 11 milyar 132,3 milyon dolara geriledi. Yurt dışında yerleşik kişilerin 14 Haziran itibarıyla 40 milyar 331,9 milyon dolar olan hisse senedi stoku ise 21 Haziran’da 40 milyar 622 milyon dolara ve ÖST stokları 394,1 milyon dolardan 396,8 milyon dolara yükseldi.